5.5.10

özgür


özgür 32 yaşında adına yolculuğa çıktı
tek gidiş
beraber büyümüştük, zordu...
onun için zordu ve ben bunu yıllar sonra anladım,
çok yalnızdı, çok çocuktuk;

küçüktüm
kalbimin yerini öğretti bir çocuk
bir çocuk kocaman bir yalnızlığı ne kadar taşıyabilirse
o kadar taşıdı
üstünden atmak istediğinde
uyku hapları ordaydı

bir ölümü anlayabilmek için
kaç tanesini tatmalı
bir intiharı anlayabilmek için
gidenin çocukluğuna bakmalı

başak tarlalarında birbirine değen iki el
anlamını bilmeden paylaşılan utanç
saklanan anne özlemi
bekleyiş
ihtilal günleri

kapı önlerini süpürmekle temizlenmeyen gün
kirli elli pamuk dede
balkonda kızını bekleyen anneanne
sıkıyönetim
kutlanmayan doğum günlerinde gelen bir hediye
ben seni bu mikroskoptan görebilir miyim anne?

annem dünyayı kurtarıyor
annem polisten kaçıyor
sokağa çıkma yasağı
dedeyle her gece, saygı duruşunda dinlenen istiklal marşı

anlamak için fazla küçüğüz

çocukluğumu o başak tarlasında düşürdüm
ellerimden kaydı gülüşüm
şimdi akmayan bir gözyaşıyım
dünyanın en zor sorusuyum
ve
cevabımı yanımda götürdüm

11.Kasım.2008 / eda d.

http://ozgurkurtulus.org/

Hiç yorum yok: