4.5.10

1 Mayıs'a yukarıdan bakmak





1 Mayıs sabah evden Taksim'e yürürken hep çatılara baktım. 1977'de ilk ölen kişinin yaşadığı anlık düş kırıklığını ve acıyı, bulaşıcı korkuyu, insan avını düşündüm ve bu gece aşağıdaki fotoğrafı buldum.

Yukarıda birileri vardı ve karanlık bakışlarının ardından sinsi gülümsüyorlardı. Yukarıdaki insanlar 'dünya güzel bir yer olmasın, insanlar hakları için biraraya gelemesinler' diye meydanlara ateş açmışlardı. Türkiyenin faili meçhuller listesine +37, 1 Mayıs'ta ilk silah sesinden sonra hızla eklendi.
Hayat filmlerdeki gibi olsaydı Gandalf gelir, karanlık güçleri defeder bizim Orta Dünya kurtulurdu. ama öyle değil işte hayat...
Neyse ki 2010'da işçilere Taksim'i geri verdiler. Ben de gidip kuşları, çatıdan bakan teyzeleri, pankartları fotoğrafladım. Bilen birinden okumak isterseniz iste güzel bir 1 Mayıs yazısı; http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&Date=&ArticleID=994451

Polis bariyerlerin arkasındaydı, biz meydandakiler içinde. Tüm alan bariyerlerle çevrilmişti, koca bir kafes. kim daha özgürdü acaba??

Halkta sosyalizm bilinci oluşturmak için anadoluya yaptığı seyahatlerde, "siz fakirsiniz, başkaları zengin buna nasıl tahammül ediyorsunuz?" sorusuna "beş parmağın beşi bir mi?" cevabını alınca çok üzülürmüş Behice Boran (Osman Yüksel Serdengeçti- Mabedsiz Şehir).
İzmir'in beldelerinde derin sınıfsal uçurumları köylü bir amcaya anlatmaya çalışan ve oy isteyen arkadaşım da son çare ' bak dayı sen çorba içiyorsun, bize oy verirsen et yemeye başlayacaksın. artık fakir olmayacaksın' deyince adam kızmış; ' allaha şükür içecek bir tas çorbamız var' demiş... Arada epey yıl farkı var ama hikayeler aynı. Bazı şeylerin değişmemesi çok üzücü. Behice Boran'ı daha iyi tanımak için okuyun: http://www.odatv.com/n.php?n=iste-100-yasinda-bir-devrimcinin-hikayesi-0105101200






Hiç yorum yok: