24.3.10
üç nokta
sonu, hep nokta!
n
o
k
t
a
sevdiğim şiirin de sonu /aynı. tanıdık bir dokunuş. sayfaya konulan bir 'an'.. aklına kaçsa hapşırtacak bir 'im'.. zerrenin z'si
çok uzaklardan gelip yine gitmenin, büsbütün kaybolup kendine görünmenin
alışmanın / vazgeçmenin. ansızın susmanın / kavganın sonu
kalemin ucunun sayfadan intikamı /nokta
oysa
bitmeyenlerin , vazgeçmenin
gece yastıkta bulunup sabah unutulan cümlelerin. avluyu çocuklukla elele boydan boya koşmanın
aynalara gülüp hayâllenmenin. vapur düdüklerinde uyanıp sabah sabah martı olmanın
sonu
yok
işte bazı şeylerin de sonu yok
başlangıcı gibi
üç nokta
23.Mart.2009 / eda d.
20.3.10
taş//sır
çocukların yüzlerinde yaşlı adam gözleri
kocaman soruyorlar hayata
biz ne zaman büyüdük?
kilitler açılıyor çalınan kapılardan
her dilden bir türkü
kaçak ruhlar süzülüyor abbaralardan
biz bu sokaktan geçmemiş miydik?
babil buradaydı ..selçuklu yanında.. asur..
selam sana sümer,
ipekyolu
tanrısal hayaller oyuluyor taşlardan
üç kitaplı kent aynı şeyi söylüyor
taşın dili bağırıyor
sesi yok
11.Mart.2008 / eda d.
ev sabunu
ellerim acıyor
kazan kazan kaynatsam da
yeterince parlamıyor
komşulardan utanıyorum
beyaz eski beyaz değil
ben .. eski ben değilim
11.Şubat.2008 / eda d.
10.3.10
koşu
boş bir sayfadan aktı
gece
nabız yüzseksen
kurtarmayın beni
kaçıyorum gerçek'ten
8.Ağustos.2008 / eda d.
kayıt'sız
o adamın da öyküsü yazılır belki bir gün.
annesinin bir tane fotoğrafı olduğu için kendisi çok üzgün.
adını kimin koyduğunu bilmiyor.
bir çok kişi gibi, dedesinin ki belli ki..
hatırlasaydı eğer, severdi dedeyle paylaştığı herşeyi
adı gibi.
eski sinemalardaki öpüşme sahneleri gibi onun için aşk
dudaklar birbirine yapışık
ama sanki adamın aklı biraz karışık
unutmamak için parmağına taktığı ip
kendi özgürlüğünü seçti
koptu gitti
eski arkadaşlıklar gibi fazla yıpranmıştı
ve unutmuştu adam onu taşımasının nedenini
üç kere aşık oldu,
hepsini de unuttu
arıyor biriktirdiği fotoğraflarda
kendini
tanıyamıyor
4.Haziran.2009 / eda d.
5.3.10
günlük
anneden, sevgiliden gizli yazılan kelimeler; günlükler...
iç sırlar, işaretler...
sayfaların arasında kaçılan/koşulan odalar,
kilitli hazineler; gerçekler;
aşığım, çevir sayfayı... korkuyorum, çevir... geceleri uyuyamıyorum, çevir sayfayı... sesler duyuyorum, çevir... bugün vapura bindim, yine vapura bindim.. bugün vapurda yine müzik dinledim.. yine düşünmemem gereken şeyler düşündüğümü düşündüm... bugün yokuşu çıkarken soluğum kesildi ve ben uzun zamandır soluğumu kesen tek şeyin bu olduğunu farkediyorum şimdi... bugün sinemaya gittim, çıkmak istedim.. kitap okumadım bugün.. hiçbir yerde olmak istemiyorum.. çevir sayfayı..
günlük, kendine yazılan mektup, bağırılan itiraf belki.. izdüşümü hayattan. bazen kendine söylenen yalan, yapılan itiraf, isyan.. öldürmek duyguları. kayıt tutmak ya da, belki de sürdürmek.. unutmak istememe çığlığı. bir samimiyet dizgisi, hatalar çizelgesi; belki sıradanlaştırma belki anıtlaştırma an'ları.
günlük, benliğin kayıt defteri.. geçmişten bir çilek tadı.. bir yardım çağrısı.. kağıttan bir hazine: ''kendimi dışarıdan seyrediyor gibiyim. sanki hayatımı filme çekiyorlar. bu arada senaryoyu başkası yazıyor, yönetmen koltuğunda bir başkası oturuyor ve ben makyaj odasının kapı deliğinden olanları izliyorum. seyrettiğim şeyler hoşuma gitmiyor'' ( Ocak-2007)
günlük bir karar defteri. sorgulama yolu yordamı, vurgulama.. ruhun anatomisi..bir kendinden kaçış malûm kendine sığınış.. günlük ihanet yalana.. şeytana bir sırıtış...
13.Ağustos.2008 / eda d.
...
ve dosdoğru söylenen her yalan gibi
şüphesiz
kıvrak ve sade
bakışları
3.3.10
bekleyiş
tanrı ümidi
önce insan tanrıları yarattı;
birbirini doğuran tanrıları, toprak anadan doğan tanrıçaları..
onlara isimler verdi; Zeus, Osiris, Anum, Hera..
doğaya söz geçiremeyen insan, yardım diledi kendi inancından
aşık oldu, Küpido'ya taptı
günahı keşfetti, cehennemi yarattı
aslında önce tanrı 'insan'ı yarattı.
sonra insan 'tanrı'yı
sahi, hangisi önce oldu????
acaba kendi yarattığı tanrıya, nasıl inancını kaybederse bir insan,
tanrı da ümidini kesmiş midir insanlıktan?
19.Eylül.2008 / eda d.