
yaklaştıkça dağılırdı mürekkep
cümlenin kaynağı olmanın hazzıyla tutunurduk hecelere
titrerdi anlam
.
.
.
sözlük anlamının dışına çıkmayı severdik
en çok
aynı anda hem ışık hem karanlık
hem ses hem sus olmayı
denerdik
yaramazdık, usluyken...
.
.
.
zaman, virgülümüzdü
üç nokta gecemiz...
kızınca! ünlemin yanında biterdik
.
.
.
bazen
ölü dillerin yasını tutar
son kelimenin başında nöbet beklerdik
.
.
.
hayat bizim için kütüphaneydi
kapanan bir kitabın çınlayışında ürperir
yeni gelen birinin öğrendiği her imgede
ağlardık
.
.
.
hayat bir cümleye aşık olmak
ona tutunurken yeni bir hece olmaktı
.
.
.
hep yeniden
yeniden
yeni bir anlam olmaktı
aşk
.
.
.
3. Mart.2009 / eda d.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder